Başkan Atay; “5686 sayılı yasa ile Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı’na yatırmaları gereken paranın 5’te biri Efeler Belediyesi’ne verilmesi gerekiyor. Bu hem Efeler Halkının yasal hakkı, hem de bu para belediye gelirlerini kapsadığı için bunu istememek hizmet kusuru sayılıyor. Efeler Belediyesi söz konusu parayla ilgili jeotermal şirketlerine değil Valiliğe yazı gönderdi.” dedi.
Özel bir televizyon programına konuk olan Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Başkanı Ufuk Şentürk’ün kendisiyle ilgili açıklamasını seviyesiz bulduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Şentürk’ün açıklaması seviyesiz bir eleştiri olmuş. ‘Efeler Belediye Başkanı Fatih Atay, koşarak gitti jeotermalcilerden para istedi’ diyor. Bu Ayıp bir şey. Ben jeotermalcilerden para istemedim. Yasal olarak Efeler halkının hakkı olan para için Valiliğe yazı göndererek istiyorum. Benim o parayı istemem ayrı bir şey, onun vahşice üreterek hidrojen sülfür solutması nedeniyle, Efeler halkıyla ona karşı mücadele etmem ayrı bir şey.”
“YASA GEREĞİ EFELER HALKININ PAYI VARSA EFELER HALKININ SUÇU NE?
“Efeler Halkının hakkı olan parayı istememden neden rahatsız oluyorsun?” sorusunu yönelten Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben bu yazıyı yeni yazmadım. 13 Ocak 2020 tarihinde, tam 13 ay önce yazdım. 13 ay önce aklın neredeydi? O zaman eleştirmedin de neden şimdi eleştiriyorsun? Birileri mi bir şey söyledi? Başkan yardımcımızın yazısıyla Yatırım izleme Koordinasyon Başkanlığı’na yazıyı göndermişiz ve not düşmüşüz; ‘Şu tarihte size yazı gönderdik ve bizim payımızı göndermediniz’. Aydın ilindeki bir belediye bu payı aldığını söyledi, basında var. Ben neden almayayım? Efeler halkının kanun gereğince bu parada payı varsa efeler halkının sucu ne, Efeler’e neden ödenmiyor? Sen yanlış üretirsen, sen kötü üretirsen, havaya hidrojen sülfür zehrini salarsan ve bizlerin bu havayı soluması gerektiğine kendin inanırsan sana karşıyız; sonuna kadar da karşı olacağız.”
“JEOTERMAL ŞİRKETLERİ EFELER HALKINA ZEHİR SOLUTUYOR”
Kentteki hava kirliliğinin doğru verilerle tespit edilmesi için belediye envanterine kattığı ‘Gaz Ölçüm Cihazı’ ile yapılan ölçüm sonuçlarını belgeleri göstererek açıklayan Başkan Atay, yapılan ölçüm sonuçlarına göre maksimum 20 µg/m3 olması gereken hidrojen sülfür değerinin 75 günlük ölçümlerde 114 µg/m3 üst sınırın çok üstüne çıktığını ifade etti. 75 günlük ölçümde sadece 15 günün sarı değerle gösterildiğini, kalan 60 günde kırmızı yani değerlerin 114’lere kadar çıktığına dikkati çeken Başkan Atay, şöyle konuştu: “Jeotermaller bize zehir solutuyor. Hidrojen Sülfür solutuyorlar. Hepimizi zehirliyorlar. Efeler Belediye Başkanı olarak seçimden önce verdiğim sözün arkasındayım. Jeotermal şirketlerinin vahşice üreterek bizleri zehirlemesine karşıydım, hala da karşıyım. Kuşadası Belediyesi’ndeki, 2017 yılında yapılan Sayıştay Denetçisinin eleştirisini örnek olarak göstermek istiyorum. Bu para belediye gelirlerini kapsadığı için bunu istemek zorundasın, istememekle hizmet kusurunda bulunuyorsun deniliyor. Tuzla Belediyesi’ne de aynı şekilde eleştiri yapılmış. İstemezsem kusurluyum. Bu belediyenin geliri. Efeler Belediyesi’nin geliri olacak ki Efeler halkına hizmet yapılacak.”
“SÖZÜMÜN ARKASINDAYIM; 5 MİLYON VERELİM TESİSİNİZİ KAPATIP GİDİN”
Yasal hakkı olan para için Yatırım İzleme Koordinasyon Başkanlığı’na gönderilen yazı için Jeotermal şirketlerine kesinlikle taviz vermediğini söyleyen Başkan Atay, “Jeotermal şirketlerine sonuna kadar karşıyım, sözümün de arkasındayım. Bize 2 buçuk milyon veriyorlarsa, ben 5 milyon lira vereceğim her tesisiniz için. Lütfen tesislerinizi kapatıp gidin. Bizi zehirlemeyin, zehirleyemeyeceksiniz de. Ya zehirden öleceğiz, ya da size karşı direnerek öleceğiz. Hiç birinizden korkuyorum, hiç biriniz de beni itibarsızlaştıramayacaksınız. Gazetede bu haberi kimin çıkarttığını biliyorum. Sonuna kadar Efeler halkı ile birlikte mücadele edeceğiz. Halkımın temiz bir ortamda yaşam hakkını savunmak için mücadelemi sürdüreceğim.” açıklamasında bulundu.
Haber: Berna Çağatay
