Aydın ile yaşamımda ikinci kez yolum kesişti. İlki 1977 yılında Üniversiteye başlangıcımdı. Aydın Orta Mahalle’de bir ilkokulun bahçesinde üniversiteye başladım. Geldiğim Turizm Yüksek Okulu Ege Üniversitesi’ne bağlıydı.

Birinci sınıfı sınavlara katılarak başarıyla tamamladım ve yatay geçiş yaparak İzmir’de Fakülteye döndüm.
1980 yılında henüz üniversite okurken gazeteciliğe başladığımda ise Aydın’da görev yapan birçok muhabir ile yıllarca haber takip ettim, haberlerini alıp yayına verdim.
Birçok isim var Aydın’dan o tarihlerden bu yana. Kimisini yitirdik maalesef. Yalçın Ata onlardan birisiydi.
Şimdilerde Aydın’da mesleğini sürdüren Aydın Sarı, ağabeyimiz Tevfik Akbaş, o tarihlerde İzmir’den tanıdığım Atilla Dağıstanlı gibi isimleri de buradan anmam gerekiyor.
En büyük anılarımdan birisi de Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın Ankara’da öldüğü gün Aydın’da Rahmetli Barış Selçuk ile Aydın’da birlikte Başbakan Süleyman Demirel’in gezisini izliyor olmamızdı.

Demirel ölüm haberini şimdilerde eğitim amaçlı kullanılan havaalanında aldı ve kısa sürede Aydın’dan Ankara’ya döndü.

Barış’ı da daha sonra Tansu Çiller’in gezisini izlemek üzere bindiği gazete aracının kaza yapmasıyla kaybettik.
Kendisi de Aydınlı olan Barış kardeşimin adını Aydın Belediyesi kentin en merkezi yerinde bir parka verdi daha sonra. Şimdi bu parkın sorumluluğu Efeler Belediyesi’ne geçti.
Ben de geçtiğimiz yılın ikinci yarısında Efeler Belediyesi’ne Basın Danışmanı olarak geldim. Birkaç aylık maceramız yıl sonunda bitti.
Bu süre içinde yeni gazeteci dostlar edindim. Genç arkadaşlara bildiklerimi aktarmaya çalıştım. Aydın’da adeta üniversite öğrencisi gibi bir yaşam sürdüm.
O süreçte en sık sohbet ettiği birkaç gazeteciden biri olan Cemil Ağırbaşer kentten ayrılırken, “Abi Kent 09’da yazar mısın?” dediğinde önce tereddüt ettim. Nedeni de Aydın siyasetine düşünüldüğü kadar hakim olmamamdı. Tanımaya başladığımı düşündüğüm bazı politikacıları ise aslında hiç tanımadığımı fark ettim. Zaten kente geldiğim günlerde Atilla abimiz (Dağıstanlı) beni uyarmıştı: “Oğlum dikkat et burası Aydın” demişti… O sözlerin ne anlama geldiğini şimdilerde daha iyi anlıyorum.
Cemil’in ısrarları üzerine köşe yazmayı kabul ettim. Mesleğimde tam 40. Yılım. Aydın’dan dönüşte bir kitap yazmaya başladım ve Yerel Gözcü dergisini Artun Sucu arkadaşımla birlikte yürütme çabasına giriştik.

Bu yazının içeriğinde sadece beni bulacağınız için af diliyorum. Kendimi anlatmak, yazmak hiç adetim değildir. Ancak, kentte yaşayanlarla ilk buluşmam ve biraz tanımalarını istedim.
Bu ilk yazıyı böyle kabul edin. İkincisinde daha ciddi kent ve ülke ve kent meselelerinde, siyasetinde buluşmayı diliyorum. Sevgiyle kalın.

Macit Sefiloğlu