Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Aydın Milletvekilleri Bülent Tezcan, Süleyman Bülbül ve Hüseyin Yıldız Meclis’te düzenledikleri ortak basın toplantısında “Pamuk Acil Eylem Planı”nı açıkladı.

Aydın tarımının önemli ürünlerinden olan beyaz altın, gündemde yerini korurken, ziraat odaları ile yapılan görüşmeler ve talepler çerçevesinde hazırlanan acil eylem planını kamuoyuyla paylaşan CHP Aydın Milletvekilleri, "Acil önlem alınmazsa, önümüzdeki sene pamuk ekecek çiftçi bulamayacağız” dedi. Pamuk priminin en az 1,5 TL olması gerektiğinin altını çizen CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan; “Pamuk priminin en geç Aralık, Ocak ayı içinde ödeneceği derhal açıklanmalıdır. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) müdahale ederek alım yapmalıdır. Bölgedeki pamuk kooperatiflerine düşük faizli kredi verilmeli, bu kooperatifler vasıtasıyla pamuk alımı yapılmalıdır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifi borçları faizsiz 5 yıl vadeye yayılarak ertelenmelidir. Desteklemede dekar başına konulan sınır kaldırılmalı ve üretimin tümüne destek verilmelidir. Üreticilerin örgütlenmesi teşvik edilmeli, üretici kooperatifleri ve birlikleri güçlendirilmelidir” diyerek taleplerini kamuoyuyla paylaştı.

“Pamuk alarm veriyor”


Gerçekleştirilen ortak basın toplantısında, Aydın’daki 14 Ziraat Odası Başkanıyla yaptıkları toplantıyı değerlendiren Tezcan; “Ziraat odası başkanlarını tam da hasadın ortasında Ankara’ya getiren neydi? Gezmeye gelmediler. Yaşadıkları bölgede üretim yapan alın teriyle geçimini sağlamaya çalışan ülke ekonomisine katkıda bulunmaya çalışan çiftçinin feryadını dile getirmeye geldiler. Derman arayışındaydılar. Tek tek dertlerini dinledik ve acilen ne yapılmalı konusundaki düşüncelerini aldık. Pamuk üreticilerimizin pek çok sorunu var. Aydın’da pamuk alarm veriyor. Pamuk çiftçisi üreticisi iflasın eşiğine gelmiş durumda. Sadece Aydın’da değil bütün Türkiye’de pamuk üreticisi alarm halinde. Hasadın nerdeyse ortasına gelinmiş 4’te biri bitmiş, hala prim açıklanmamış. Prim açıklanmadığı için tüccar istediği fiyatı veriyor. 4.5 liraya mal ettiği pamuğu üretici 3 lira 20 kuruşa kadar satmak zorunda kalıyor” dedi.

“Mazotu nereye sakladınız, saray rejimi”


Geçen seneden bu yana girdi maliyetlerinin yüzde 60 arttığına dikkat çeken Tezcan; “Sayın Binali Yıldırım diyordu ya ‘yarısı sizden mazotun yarısını vereceğiz’ diye o çiftçi Binalı Yıldırım’ın söz verdiği mazotun yarısını arıyor bulamadı. Nereye sakladınız? Nereye sakladınız saray rejimi? Çiftçiye vaat ettiğiniz mazotun yarısını nereye stokladınız bunu soruyor çiftçi. Hakkı da bunu sormak” diyerek iktidara seslendi.

“Çiftçi ithalat lobisine teslim edildi”


2002 yılında Türkiye’de 721 bin hektar alanda pamuk ekimi yapılırken, bugün 555 bin hektarda yapıldığına dikkat çeken Tezcan; “Pamukta üçte bir oranında ekim alanı terk edilmiş ve böyle devam ederse, hala acil bir önlem alınmazsa önümüzdeki sene pamuk ekecek çiftçi bulamayacaksınız. Bu işi ithalatla tamamlarım diyemezsiniz. Hükümet ne yazık ki bütün üreticiyi çiftçiyi ithalat lobisine teslim etmeyi maharet sayıyor. Türkiye ekonomisi faiz lobisine teslim edilmiş.  Çiftçi ithalat lobisine teslim edilmiş. Böyle bir Türkiye yarattılar. Çiftçiye üreticiye destek vermeyip Amerika’nın, Yunanistan’ın, Çin’in ürettiği pamuğu almak için her yıl 1 ila 1.5 milyar dolar para ödüyoruz. Bu para, milletimizin cebinden çıkıyor. Sadece geçen yıl 1 milyar 153 milyon dolar ödedik pamuk ithalatına. İthalatta ödenen bu paranın 1/3’ünü ilave prim olarak zamanında versek çiftçi üretim yapacak, Türkiye ithal etmek zorunda kalmayacak. Türk çiftçisi zenginleşecek ve paramız dışarıya gitmeyecek ama bu hükûmet kendi çiftçisine kör. 30 iş kolunun ham maddesini üreten pamuk üretimini göz göre göre yok etmekte bir mahsur görmüyorlar. Gelinen tablo bu” dedi.

“Hasat bitecek hala prim yok”


Pamuk hasatlarının yakında biteceğini fakat hala primlerin verilmediğini sözlerine ekleyen Tezcan; “Çiftçi ölü fiyatına piyasa koşullarına terk edilmiş. Söke’nin, Aydın’ın, Efeler’in , Çukurova’nın, Urfa’nın çiftçisine ‘ölü fiyatına sat’ deniliyor. İstanbul Finans Merkezindeki 3 tane şirketi kurtarmaya varlık fonundan 1 milyar 675 milyon parayı aktaran hükümet, binlerce çiftçiye pamuk üretimini yapabilsin, ayakta kalabilsin diye vermeye hazır değil. Böyle bir bütçesi olmayan hükümet tercihini belirtmiş. Oda başkanları hayal kırıklığı içerisindeler. Aydın’da ve Türkiye’nin her yerinde üretime ve üreticiye sahip çıkmaya devam edeceğiz” dedi.

“Pamuk Acil Eylem Planı”


Oda başkanlarıyla yapılan görüşmeler ve talepler doğrultusunda hazırlanan pamuk acil eylem planını kamuoyuyla paylaşan CHP’li vekiller; “Bu hükümete çağrımızdır. Bu plan oda başkanlarının pamuk üreticisinin taleplerine tercüman olmamızdır. Bu onların talepleridir” dedi. Paylaşılan talepler ise şu şekilde;

1-Pamuk primi en az 1.5 TL olmalıdır. Pamuk primi ve primin en geç Aralık-Ocak ayı içinde ödeneceği derhal açıklanmalıdır.

2-Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) müdahale ederek alım yapmalıdır.

3-Bölgedeki pamuk kooperatiflerine düşük faizli kredi verilmeli, bu kooperatifler vasıtasıyla pamuk alımı yapılmalıdır. O kooperatifler pamuk üreticisinden ürünü alsınlar ki çiftçi bu konuda tüccara mahkum olmasın. Çok para değil, sadece Aydın’da 40-50 milyon lira bu konuyla ilgili tahsis edilse piyasayı rahatlatacak bir rakamdır. Bu oda başkanlarının talebi. Neden esirgiyorsunuz bu parayı çiftçiden?

4-Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifi borçları faizsiz 5 yıl vadeye yayılarak ertelenmelidir. Böylece nefes alabilsinler yeni dönemde de üretim yapabilecek durumda olsunlar.

5-Desteklemede dekar başına konulan sınır kaldırılmalı. Üretimin tümüne destek verilmelidir.500 kg üzerinde üretim yaparlarsa dekar başına destek alamıyorlar. 600 yaparsa 100 kilogramına destek vermiyorlar. Biz pamuk ithal ediyorsak üretime ihtiyacımız var demektir. Niye sen üretimle ilgili desteklemeye sınır koyuyorsun?

6-Üreticilerin örgütlenmesi teşvik edilmeli, üretici kooperatifleri ve birlikleri güçlendirilmelidir.

Ziraat odası başkanlarının ve pamuk üreticilerinin feryadını hükümetin duymadığını belirten Tezcan; “Hükümete duyuruncaya kadar bu problemin takipçisi olacağız. Üretmeyen bir Türkiye’nin güçlü bir ülke olma şansı yoktur. Onun için çiftçinin sırtına basarak yükselen bir rantiyeci, düzen değil çiftçiye el ele vererek, vererek çiftçiyi milletin efendisi yapan düzende çıkış olduğunu bilen bir anlayışla gelen oda başkanlarımızın talebini bütün kamuoyuyla paylaşıyoruz” dedi.

Haber Merkezi