Geçtiğimiz günlerde CHP’li Nurettin Koçak tarafından ortaya atılan ve krize neden olan ‘Alevi olduğun için elini sıkmam’ tartışması devam ediyor. CHP’li Koçak’ın iddiasının yalan olduğunu vurgulayan AK Partili Maşallah Subaşı, Didim Cumhuriyet Savcılığına giderek Koçak hakkında suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından bir açıklama yapan Subaşı, ““Allah’a çok şükür ki dilinden dininden ırkından dolayı ayrımcılık görmek, bu değerler üzerinden kavga etmek eski Türkiye’de kaldı. Belli ki eski Türkiye’nin mahsulleri olan şahıslar bu kirli zihniyeti hortlatmaya çalışıyorlar. Milletimiz buna izin vermeyecek inşallah. Kendileri bataklıktan çıkamayan alçaklar bize çamur bulaştırmaya çalışıyorlar ama her defasında kendileri batıyor… Biz onların asıl derdini de biliyoruz, belediyede ‘Çete’ olarak işledikleri suçlar bir bir ortaya çıkınca paniğe kapıldılar, böyle alçakça iftira atarak hedef şaşırtmaya çalışıyorlar. Bundan sonra hangi alçak iftirayı atarlar bilmiyorum ama bildiğim tek şey var o da sonlarının yakın olduğu. Buradan da söylüyorum, böylesine kirli bir iftirayı ortaya atıp ortadan kaybolan da bunu kaleme alan da alçaktır, haysiyetsizdir. İnsanlığımı, onurumu, gururumu asla böyle insanlara yem etmeyeceğimi bilsinler. Onların da birazcık onurları gururları varsa yaptıkları işi bırakıp gitsinler. Onları önce Allah’a sonra yüce Türk adaletine havale ediyorum. Ve son olarak buradan böyle alçakça bir iftirada bulunan Nurettin’e sesleniyorum, azıcık haysiyetin onurun varsa çık bu iddianı ispatla, yoksa o koltuğu derhal bırak. Ben iki cihanda da bu şahıslara hakkımı helal etmiyorum” ifadelerini kullandı.

Koçak sosyal medya hesabından Subaşı'na yanıt verdi

Subaşı’nın açıklamasının ardından sosyal medya hesabından bir açıklama yapan CHP Didim İlçe Başkanı Nurettin Koçak ise şu ifadeleri kullandı; "Bir kaç gün önce katıldığımız bir düğün töreninde karşılaştığım AKP ilçe başkanı ve yöneticileriyle, nezaketen el sıkışmak için yanlarına vardım. İlçe yöneticileri ile tokalaşarak ilçe başkanına da elimi uzattım. Ama o bana elini uzatmayarak, daha önceden söylediğim cümleyi söyledi. Şimdi, bunu inkâr ederek bir iftira ile karşı karşıya olduğunu söylüyor. Benim yanımda kimse yoktu. Ama onun yöneticileri yanındaydı. Eğer bana o cümleleri söylememişse ne söylemiş. Böyle bir şey söylenmeden ben neden söyleyeyim ki? Neden böyle bir yolu tercih edeyim? Yanındaki yöneticileri eğer duymuşlarsa gerçeği bilenler onlar. Yine de onların vicdanına bırakıyorum. Ve evet, bir yalan söyleyen var. Kim ki yalan söylüyorsa müfteri odur. Gözlerimin içine bakarak Ben bu cümleyi kullanmadım deme cesaretiniz var mı? Ayrıca hakaretvari sözlerinizi aynen iade ediyorum. Her ne olursa olsun, Hiç kimse hakareti hak etmiyor. Bu sizin seviyenizi gösteriyor. Siyasi üslubumu bozmayacağım sizin gibi. Bu konuyla ilgili olarak şimdilik başka bir açıklama ve polemik yapmayacağım. Herkes hukuk önünde ve vicdan, ahlak, zihniyet açısından da toplumda insanların yüzüne karşı hesabını verecektir. Bizim hiç bir kimseyle, kesimle, anlayışla düşmanlığımız yoktur. Kimseyi ötekileştirdiğimiz yoktur. Bu yüzden yalana da ihtiyacımız yoktur” dedi.