Ülke genelinde yaşanan depremler, binaların ne kadar depreme dayanıklı olduğu sorusunu akıllara getirdi. Aydın Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Kuru, gazetemiz Kent09’a yaptığı açıklamada “Aydın iki tarafı ciddi fay hattı ile sınırlanmış bir bölge ve eski yapı stoklarında sıkıntılar var” dedi.

Son günlerde Manisa merkezli yaşanan depremler Aydınlıları telaşlandırırken, Aydın genelindeki yapılaşmaların ise depreme dayanıklılığı konuşulmaya başlandı. Konu ile açıklamalarda bulunan Aydın Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hasan Kuru, Manisa’da yaşanan deprem silsilesinin Ege’de olması beklenen orta büyüklükteki depremlerden olduğunu ifade etti. Ege’nin aktif bir tektonik bölge içerisinde olduğunu hatırlatan Kuru; “Öncelikle Manisa ve Elazığ’da yaşanan depremlerde vatandaşlarımıza geçmiş olsun. Bugün Manisa’da yaşanan deprem, yarın Aydın’da da olabilir. Bu çok garipsenecek bir durum değil, orta büyüklükte bir deprem. Nispeten Akhisar Manisa bölgesi bu depremlerde iyi bir sınav verdi” dedi.

“Sağlıklı bir noktaya geldi”


Aydın’ın yapı ve mühendislik anlamında bir dönüşüm içerisinde olduğunu belirten Kuru; “Bu biraz yavaş ve zaman alıyor. Yönetmeliklerin eksiklikleri yıllara sari gideriliyor. Gerek yer bilimleri ölçeğinde gerekse inşaat mühendisliği disiplini ölçeğinde birlikte gerçekleştirilen çalışmalar sayesinde yapılacak olan binalarda, oluşabilecek olan zararlar en aza indirgenmeye çalışılıyor. Tabi bu yenilenme süreci biraz zaman alacak. 99 depremini milat kabul edersek, özellikle yapı biliminde Türkiye’nin ciddi bir yol kaydettiğini söyleyebiliriz. Her ne kadar imalatın denetlenme konusu göreceli olsa da bu kat edilen yolla, binalarımız Avrupa normlarına yakın bir seviyeye geldi. Gerçekten sağlıklı bir noktaya geldi. Fakat jeoloji mühendisliği olarak yönetmelikler tam anlamıyla oturmadı. Yavaş yavaş oturacak” dedi.

“Fay üzerine binalar yapılmamalı”


Aydın’ın afet riski olan bölgeler arasında olduğunu hatırlatan Kuru; “Maalesef büyük fay hatlarının üstündeyiz. Burada geçmiş yapı stokunun kentsel dönüşüm yöntemi ile yenilenmesi herkes tarafından söylenen bir şey. Aslında kentsel dönüşümün temeli buna dayanmasına rağmen gelişimi çok farklı olmuştur. Afetlerde yaşanabilecek olan zararları en aza indirgeyebilmek için bölgelerin kentsel dönüşüme tabi tutulması gerekiyor. Ülkemizde birçok şehrimiz direk fay hatları üzerinde bulunuyor. Bu, yapının ve zeminin sağlamlığından bağımsız bir şekilde o fay hatları üzerine yapılan binaların zarar göreceği riskini oluşturuyor. Mümkün mertebe fay hatları üzerinde bulunan kentlerin renkli fay çizgileri boyunca ve bunların koruma bantları boyunca sağlıklaştırılması, yapılaşmadan ve yaşamdan uzaklaştırılması gerekiyor” diyerek yapılabilecek ilk önlemin binaların direk fay hataları üzerine kurulmaması gerektiğini söyledi.

“Jeoloji mühendisliği ülkemizde tam oturmadı”

Ülke genelinde jeoloji mühendisliği ile yapı sektörü arasındaki uyumluluğu konusundaki yönetmeliklerde eksiklikler olduğuna dikkat çeken Kuru; “Yapı konusunda sağlıklıyız ama zemin konusunda, jeoloji mühendisliğine verilen değer ve bu disiplinin yapı sektörü ile uyumluluğu konusundaki yönetmeliklerde biraz eksiğimiz var. Bu eksiklikler görülüyor ve yavaş yavaş değişmeye başladı. Bu değişimin daha hızlı olmasını arzu ediyoruz, çünkü biz mühendisiz ve bu işin tamamen sonuç odağına bakıyoruz. Bu noktada biz vatandaşa hizmet veriyoruz, kamu görevi yapıyoruz. Maalesef jeoloji mühendisliği Türkiye’de yeterince oturmamıştır. Bu oturduğu takdirde daha sağlıklı organizasyonlar olacak” dedi.

“Ciddi soru işareti var”


Aydın’da olası bir büyük depremde yapı stoklarının nasıl tepki vereceğinin büyük bir oru işareti olduğunu belirten Kuru; “Uygulamaya dönük olarak belediyeler ve yapı denetim kuruluşlarının yönetmeliklerinde eksiklikler var. Bunlar da zaman zaman yapılan yönetmelik değişiklikleri ile düzeliyor. Genel itibari ile ülkemiz orta büyüklükteki bir depremde iyi sınavlar veriyor. Fakat daha büyük boyuttaki depremlerde binaların nasıl davranacağı konusunda ciddi bir soru işareti var. Hem yapı stokumuzun büyük bir depreme nasıl karşılık vereceğini bilmiyoruz hem de yönetmelikler daha yeni. 99 depremi öncesindeki binaların nasıl karşılık verdiğini, çok sağlıklı olmadığını gördük. Bu yüzden eski binaların olası bir depremde risk oluşturma ihtimali çok yüksek. Bu binaların bir an önce revize edilmesi gerekiyor. Şuan için revizeler yapılıyor fakat bunlar da yavaş ve zaman alarak oluyor” dedi.

“Çok rahat değiliz”


AFAD’ın verilerinde olası büyük bir depremde Aydın’da ne kadar ölü ve yaralı olabileceği gibi bilgilerin mevcut olduğunu ifade eden Kuru; “Bazı hocalarımız ve kişilerin aksine genelde korku yaratmak istemiyoruz ama olası bir depremde neler olacağını tahminen biliyoruz. Aydın için, yeni yapılaşmaların olası orta ölçekli bir depremden iyi bir sınav vereceğini düşünüyorum. Özellikle yeni yönetmeliklere dikkat ederek hazırlanıyor. Bizim de desteğimizin olduğu Efeler Belediyesi’nin ciddi çalışmaları var. Geçmiş yıllarda zemin iyileştirmeleri ve depreme dönük üç tane büyük seminer ve konferans düzenledik. Türkiye ve dünya çapında, birçok büyük projelerde yer almış hocalarımızı getirdik. Merkez ilçe olan Efeler Belediyemiz bu konuda belli bir noktaya geldi. İlçe belediyeleri ile de diyalog halindeyiz. Her şey mükemmel değil ama zamanla düzelecek. Aydın’da eski yapı stokları konusunda sıkıntılar var. Aydın iki tarafı ciddi bir fay hattı ile sınırlanmış bir bölge. Bu noktada geçmişe göre daha iyiyiz ama aradığınız cevap rahat mıyız ise açıkçası çok da rahat değiliz. Çünkü Ege Bölgesi’nin tam ortasında ciddi fay hatlarına sahip bir kentte yaşıyoruz” dedi.


“Orayı terk etmeliyiz”


Yapıların bulunduğu zemin ne kadar sağlamsa binanın deprem anındaki davranışının o kadar iyi olacağının altını çizen Kuru; “Bu yüzden binaların uygun yönetmeliklere göre denetlenerek yapılıp yapılmadığına dikkat etmeliyiz. Kesinlikle fay hattı üzeride yapılaşmalar yapmamalıyız. Bu hatlar üzerinde yapılaşma olmadığı sürece zemin de sağlıklıysa bu binalarda kolay kolay risk durumu yaşanmaz. Zemin sağlam değilse de zemin sağlamlaştırma çalışmaları yapılmalıdır. Özellikle son 5 yıldır Efeler’de olmak üzere belediye kontrolünde bu çalışmalar yapılıyor. Bu da zemini ıslah ederek mümkün olduğunca sağlıklı bir zemine getirme çalışmasıdır. Eğer binamız fay hattı üzerindeyse, kesinlikle o binanın yıkılması ve orayı terk etmemiz gerekiyor. İstimlak gibi yöntemlerle de buradaki insanların haklarının korunması gerekiyor” dedi.

“Çok önemsiyoruz”


AFAD tarafından yapılacak olan uluslararası deprem tatbikatı çalışmasını, oda olarak çok önemsediklerini ifade eden Kuru; “Geçtiğimiz gün gerçekleştirilen İl Koordinasyon Kurulu Toplantısı’nda da konuşuldu. İzmir, Muğla, Denizli, Manisa bölgelerini de kapsayacak şekilde AFAD’ın uluslararası gerçek zamanlı bir deprem tatbikatı yapılacak. Yurt dışından ekiplerinde geleceği Aydın genelinde 10-12 tane binanın yıkılacağı büyük bir tatbikat olacak. Bu kurtarma çalışmalarının toplanma merkezlerinin yardım çalışmalarının gerçek zamanlı koordinasyonları sağlanacak. Yaklaşık 3 günlük bir tatbikat olacak. Bu çok önemli ve oda olarak çok önemsiyoruz. Türkiye genelinde pilot bölge Aydın seçildi. Hem yurt içi, yurt dışı katılım olmasından hem de buna hazırlık seviyemizin tespiti ve başlangıç anlamında Aydın’da olması çok önemli. İleriki dönemlerde inşallah Aydın depreme hazırlıklı olacak ve olmasını da temenni ediyoruz” dedi.

Haber: Uğur Eser