YSK tarafından CHP Aydın İl Gençlik Kollarından 12 kişiye açılan davanın ilk duruşması gerçekleşti.

16 Nisan 2017 referandumunun ardından CHP Aydın İl Örgütü tarafından, Yüksek Seçim Kurulu’nun almış olduğu kararları protesto etmek adına yürüyüş düzenlenmişti. Düzenlenen yürüyüş sonrasından atılan sloganlardan dolayı YSK tarafından eyleme katılan 12 kişiye hakaret davası açılmıştı. Davanın ilk duruşması bugün gerçekleşti.

Aydın Adliyesi 2. Asli Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen duruşmaya CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül, CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, CHP Aydın İl Başkanı Ali Çankır, CHP Aydın İl Kadın Kolları Başkanı Ayşe Özdemir, CHP Aydın Gençlik Kolları Başkanı Yılmaz Tilki ve CHP Efeler İlçe Başkanı Polat Bora Mersin katıldı. Hakkında suç duyurusunda bulunulan 12 sanıktan 10’u duruşmaya katıldı. A.K, O. T., A.T., V. Ç., H. K., B. Y., K. G., H. Y., A. A. ve D. T.’un aralarında bulundukları sanıklar, iddianamenin okunmasının ardından ifadelerini verdi. İlk olarak savunmasını sunan A. K. yürüyüşün Valilik’ten alınan izinle gerçekleştiğini atılan sloganların hakaret içermediğini ifade etti. Diğer sanıklar da A. K’nin beyanlarına katıldıklarını dile getirdiler. Konuyla alakalı ayrıntıların sunulması için süre veren hakim, duruşmanın 18 Şubat 2020 Salı gününe ertelenmesine karar verdi.

“YSK gençleri mühürlemek istedi”


Duruşma sonrasında Aydın Adliyesi önünde açıklamalarda bulunan CHP Aydın İl Başkanı Bülent Tezcan, gençlerin demokratik haklarını kullanmasından dolayı hakim karşısına sanık sıfatıyla çıkarılmasını adaletsiz bir uygulama olduğunu dile getirdi. Vekil Tezcan, “Bugün yine Türkiye’de hukuk devletinin, hukukun üstünlüğün, yargı bağımsızlığı olmayışının bir başka örneğini Aydın Adliyesi’nde bir duruşmayı takip ederek gördük. Sözümüz duruşma sırasındaki olaylara değildir. Sözümüz gençlerimizin en demokratik haklarının kullanmalarının ardından haklarında başlatılan soruşma ve haksız yere hakim karşısına sanık sıfatıyla çıkmak zorunda kalmalarınadır. Bugün özellikle 16 Nisan 2017 seçimlerinde Yüksek Seçim Kurulu’nun mühürsüz oyları geçersiz sayarak milli iradenin gasp edilmesine, halkın iradesinin gasp edilmesine neden olmasına karşı Aydın’da gençlerin milli iradeye sahip çıkmak için yaptıkları gösteri yürüyüşünde atıldığı iddia edilen sloganlar üzerinden gençlerimiz yargılanmak istenmektedirler. Onun için adliye önüne çıkarıldılar. Yani mühürsüz oyları geçersiz sayan, oyları mühürletmeyen Yüksek Seçim Kurulu, gençlerin ağzını mühürlemek istemektedir. Milletin kullandığı oylarda mühür arayamayan Yüksek Seçim Kurulu buna itiraz eden gençlerin ağızlarına mühür vurma telaşında ve çabasındadır. Bugün açılan davanın esbabı mucizesi sebebi budur” ifadelerini kullandı.


“Gençlere destek vereceğiz”


Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ni gençliğe emanet ettiğini hatırlatan Bülent Tezcan, bu gençliği YSK’nın arzu ettiği gençliğin olmadığını dile getirdi. Vekil Tezcan, “Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni gençliğe emanet etmiştir. Nutuk’ta bunu bütün dünyaya ilan etmiştir. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni Yüksek Seçim Kurulu’nun arzu ettiği gençlere emanet etmemiştir. Tam tersine Yüksek Seçim Kurulu’nun bu haksız uygulamalarına karşı cesaretle itiraz eden ve bunun için adliye kapısına gelmeyi göze alabilmiş Atatürk’ün gençliğine, bugün burada yargılanan gençlerimize emanet etmiştir. Onun için Bursa Nutuk’unda söylediği gibi, ‘Gençlerimiz ne olursa olsun mücadeleye devam edecekler.’ Ortada işlenmiş bir suç yoktur. Ortada fikir ve ifade özgürlüğü kapsamında Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarıyla da güvence altına alınmış, bir ifade özgürlüğünü kullanma, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanma çabası vardır. Bugün her yerde olduğu gibi yargı eliyle bu özgürlükler sınırlandırılmak isteniyor. Ama bizim gençlerimiz Atatürk’ün Nutuk’ta söylediği gibi, meydanlara sözleriyle imza attıkları gibi susma sustukça sıra sana gelecek inancıyla konuşamaya devam ediyor ve edecekler. Biz de onlara destek vereceğiz” dedi.

Haber: Fatih Baştürk Dal