Aydın’daki jeotermal santrallerinin insan sağlığı, çevre ve hayvancılık gibi alanlarda yarattığı tahribatı gündeme getiren İYİ Parti’li Aydın Adnan Sezgin, JES’lerin deprem ve yangın gibi felaketlere de davetiye çıkardığını belirtti. Aydın’da yaşanan depremlerde JESlerin etkisinin araştırılmasını talep eden İYİ Parti’li Sezgin, soru önergesine Çevre ve Şehircilik Bakanlığından verilen yanıtın yetersiz olduğunu belirtti. Bakanlıktan verilen cevabın ciddiyetten uzak olduğunu belirten Sezgin; “20 Ekim 2020 tarih ve 7/35275 sayılı soru önergesiyle Çevre ve Şehircilik Bakanı Sn. Murat Kurum’a yöneltmiş olduğum sorulara verilen 16 Kasım 2020 tarihli yanıt, son derece yetersiz ve Bakanlıklar ile TBMM arasında bulunması gereken ciddiyet ilişkisine yakışmayan bir metindir. Soru önergelerinin parlamenter demokrasilerin sağlıklı işlemesi için ne kadar önemli olduğunu bugüne kadar defalarca dile getirdim. Soru önergelerine verilen kifayetsiz ve ciddiyetsiz yanıtlar her seferinde demokrasimizi daha da aşındırmakta, millet egemenliğini ve iradesini yok saymaktadır” dedi.

“Cevaplar yetersizdir”

Önergede sadece 3 sorunun olduğunu ve Bakan Kurum tarafından verilen yanıtlarda hiçbir sorunun cevabı olmadığının altını çizen Sezgin; “Aydın’da jeotermal tesislerin kurulmaya başlandığı 1984 yılından önceki 35 yıl ile 1984 yılından sonraki 35 yıl içinde meydana gelen deprem sayıları karşılaştırıldığında, 1984 yılından sonra yüzde 34 daha fazla deprem meydana geldiği görülmektedir. Bakanlığınız bu artışın nedenini nasıl açıklamaktadır? sorusunu Sayın Bakan açıklayamamıştır. JES tesislerinin çevresindeki sismik aktivitenin tespitine yönelik ölçümler yapılmakta mıdır? Son 5 yıla ilişkin ölçüm sonuçları nedir? sorusuna yanıt olarak Bakanlık, herhangi bir ölçüm sonucunu paylaşmaktan aciz kalmıştır. Bu, Bakanlığın Aydın başta olmak üzere ülkemizdeki herhangi bir yerleşim yerinde yaşanabilecek bir depreme karşı tedbir alabilecek donanım ve kapasiteden yoksun olduğu kanaatini yaratmaktadır. Bakanlığınızca yürütülen proje kapsamında hazırlanan raporda ortaya koyulan tektonik yapıya olumsuz etkiler ve bunların kümülatif sonuçlarının yaratabileceği önemli risklere karşı ne gibi tedbirler alınması planlanmaktadır? şeklindeki soruma verilen yanıtta ise, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile Bakanlık arasında yapılan teknik işbirliği anlaşması ile yürütülen “Türkiye’deki Jeotermal Gelişimin Kümülatif Etki Değerlendirmesi” projesi kapsamında hazırlanan “Taslak Kümülatif Etki Değerlendirme Raporu”nda dile getirilmiş olan önerilerin, Bakanlıkça yürütülecek Çevresel Etki Değerlendirme, İzin ve Denetim süreçlerinde etkin bir şekilde dikkate alınacağı belirtilmektedir. Söz konusu raporda, jeotermal kaynakların değerlendirilmesine yönelik jeotermal akışkanın üretimi, re-enjeksiyonu, bu işlemlerin sıcaklık ve debi değerlerine bağlı olarak düşük şiddetli sismik aktivite gözlenebildiği; her ne kadar düşük şiddetli bir aktivite olsa da, mevcut tektonik yapıya olumsuz etkisi olduğu belirtilmiştir” dedi.

“Takipçisi olacağım”

Bakan Kurum tarafından verilen taahhüdün takipçisi olacağına dikkat çeken Sezgin; “Dolayısıyla Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bundan sonraki tüm Çevresel Etki Değerlendirme, İzin ve Denetim süreçlerinde JES’lerin neden olduğu sismik aktiviteleri de dikkate alacağı taahhüdü ile kendisini bağlaması sevindiricidir. Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum’un, bu taahhüdün arkasında durarak, Aydın’daki bütün JES yatırımlarında sismik aktivitelere yönelik ayrıntılı analizler talep etmesini ve bunların kamuoyuyla da paylaşılmasını bekleyerek, bu taahhüdün takipçisi olacağımı belirtmek istiyorum” dedi.

Haber: Uğur Eser