Efeler’de serbest muhasebeci mali müşavirlik yapan Selcan Çerçi Gül’ün düzeni çocuğu ile değişti. 10 aylık çocuğunu hiçbir yere bırakamadığı için gündüzleri ofisinde bakmaya başlayan Çerçi, çocuğu için ofisinin düzenini değiştirdi. Hayvansever anne çocuğunun kedileri ile büyümesini istiyor.

10 aylık çocuğunu bırakacak yeri olmadığı için ofisine getiren anne Gül, ofisi dezenfekte ettirerek içeride galoş kullanmaya başladı. Aynı zamanda hayvansever olan Gül, ofisinde bakıma muhtaç 4 kediye ev sahipliği yapıyor. Çocukların hayvanlarla birlikte büyümesinin çocuk gelişiminde önemli bir rol oynadığını söyleyen hayvansever anne “Evcil hayvanlarla büyüyen çocuklar merhametli oluyor” dedi. Çocuğunun mutluluğu ve huzuru için her şeyi yapabileceğini belirten anne Gül, yoğun iş temposunda bir yanda çocuğu ile ilgilenip bir yandan da çocuğu uyuduktan sonra çalışmaya devam edebiliyor. Mükelleflerinin dosyalarını yetiştirmek ve işleri aksatmamak adına evinde de çalışan anne Gül, çocuğu için düzenini değiştirerek örnek bir davranış sergiledi.


“Müşterilerim de alıştı”


2001 yılından bu yana mali müşavirlik yapan Selcan Çerçi Gül, mesleğinin gerçekten zor ve meşakkatli olduğunu ve özveri isteyen bir meslek olduğunu ifade ederek, “Çalışma şartlarım çocuğum yokken tabi daha ofiste çalışmaya yönelikti. Yeri geldiği zaman gece mesailerine kalıyorduk. Tabi çocuk olduktan sonra hayatımızı ve çalışmalarımızı çocuğa göre programladık. Tabi çocuk olduktan sonra iş aksattığım anlamında değil de çocuğun uyuma saatlerine göre çalışma saatlerimi değiştirdim. Çocuk ne zaman uyursa ben o zaman çalışmaya başlayabiliyorum, çoğu zaman evden çalışmaya başladım. Bu konuda hiçbir zaman müşterilerimiz mağdur olmadı ama gerçekten çocuk bakmak çok zor. Özellikle çalışan bir anneyseniz, hayatınız ve düzeninizi ona göre programlamak zorunda kalıyorsunuz. Ben de bakacak kimsem olmayınca ofise getirdim çocuğumu, ofiste bazı değişiklikler yaptık. Temizledik, galoş koyduk, Zeynep için oyun alanı oluşturduk. Örümceği var, bütün gün örümceğinin içerisinde ofiste geziyor. Mükelleflerim de alıştı artık kucağımda Zeynep ile iş yapmama, beraber bilgisayar başımda kayıt yapıyoruz beyanname hazırlıyoruz” dedi.


“Bırakabileceğim kimse yoktu”


Çocuğuna bakacak kimsesi olmadığı için ofise getirmek zorunda kaldığı ifade eden Gül; “Güvenebileceğim birinci dereceden akrabalarım da yoktu, kreşler de 2 yaş öncesinde çocuk almadıkları için ben de son çare olarak ofisime getirmek zorunda kaldım. Evde tanımadığım insanlara da bakıcı olarak çocuğumu vermek istemedim. Televizyonlarda birçok şey görüyoruz. O yüzden içime sinmiyor, çocuğum gözümün önünde olsun istiyorum. Birinci derece akrabam olmadığı sürece çocuğumu veresim yok yani. Kimse üstüne alınmasın tabi herkes potansiyel suçlu demek değil bu”

“Ofisimize pozitif enerji getirdi”


Çocuğu uyurken ya da oyun oynarken işlerini yapabildiğini ifade eden anne Gül; “Zeynep’in ofisimize de olumlu katkıları oldu. Personellerimiz çok bunaldığında gelip Zeynep ile oynuyorlar. İş yeri motivasyonunu da yükseltti. Pozitif bir enerji getirdi ofisimize kedilerle birlikte büyüyor” dedi.


“Önemli olan yuvaya muhtaç olanlara bakabilmek”


İyi bir anne olmanın yanı sıra hayvansever de olan Selcan Çerçi Gül; “Benim daha öncede bir kedim vardı ama hep derler hiçbir zaman bir kediyle kalamazsın diye. Ben de sokaktan sahipsiz bir kedi almıştım ve daha sonra dernek başkanımız Şenay Hanım ile tanıştım. Onunla çalışmalarımız yoğunlaştı, derneğe üye oldum. Yoğun bir şekilde çalıştım. Bekar olduğum dönemlerde daha da çok kedim vardı, bir ara 41 kediye kadar ulaştım. Günde 4-5 kere veterinere gidip geldiğim oluyordu. Hatta veterinerimiz bile ‘Selcan Hanım sizin büroyu buraya taşıyalım’ diyordu. O şekilde kedilerle başladık” dedi. Cins kedilerden ziyade yardıma muhtaç kedileri sahiplenen Selcan Çerçi Gül, güzel, sağlıklı ve cins kedileri herkesin sahipleneceğini vurgulayarak, “Önemli olan kimsenin istemediği, yuvaya muhtaç olan hayvanlara bakabilmek. Şuan ofisimizdeki kedilerden biri 3 bacaklı, bir tanesi tek gözlü, biri çok yaşlı diğeri de siyah olduğu için kimse istemediğini” sözlerine ekledi.

“Merhametli çocuklar yetişsin istiyoruz”


Çocuğunun kedilerle birlikte büyümesin sağlıklı bir şey olduğunu vurgulayan Gül; “Kedilerle büyüyen çocukların bağışıklık sistemi daha güçlü olduğu yapılan araştırmalarca ispatlandı. Merhametli çocuklar yetişsin istiyoruz. Hayvanlarla büyüyen çocuklar merhametli olur, empati kurmasını bilir. Bana göre bütün çocukların hayvanlarla büyümesi gerekiyor. Halk arasında bilinen yanlış bilgiler aslında doğru değil. İnsanlar ilk başlarda ‘bebek geldi, kedileri gönder artık. Kedilerle bebek aynı yerde olmaz tüyü kaçar gibi’ söylemlerde bulundular. Onlar da benim evladım, onları da bir yere götürmem Zeynep’i de buraya getiririm. Hep birlikte büyürler dedim. Abartıldığı kadar hayvanlar hastalık bulaştırır diye bir şey yok. Düzenli aşılarını yaptırıyorsanız, bakımını yapıyorsanız, hayvanlardan öyle hastalık bulaşmaz. Kedilerdeki en büyük sıkıntı toksoplazma. Aşıları yapıldıktan sonra tuvaletlerindeki hijyene dikkat ettiğiniz sürece hiçbir sıkıntı yaşanmaz. Kaldı ki toksoplazma sadece kedilerden bulaşan bir hastalık değil. İyi yıkanmamış bir sebze meyveden, iyi pişmemiş etten de geçme olasılığı yüksek olan bir hastalık zaten. Sadece kedilere bağlanmaz yani bu hastalık. Onun için çocuğumun kedilerle büyümesini istiyorum. Aslında bütün çocukların bir evcil hayvanla büyümesini istiyorum” dedi.


“Sokaklar hayvan doğurmaz”


Önemli olanın sahiplenmek olduğuna dikkat çeken Gül; “Sokakta bakıma muhtaç o kadar hayvan varken kesinlikle satın alınmasın sahiplenilsin istiyorum. Aslında sokak hayvanı tabiri de çok hoşuma gitmiyor, çünkü sokaklar hayvan doğurmaz. Onlar bir heves uğruna alınıp sokağa bırakılan canlılar. Önümüz yaz sıcak havalar başlıyor. Herkes kapısına bir kap su ve yemek koysunlar. Şu Ramazan gününde biz nasıl açlığımızı hissediyorsak onlar 365 gün Ramazanı yaşıyor diyebiliriz. O kadar aç hayvanlar var ki sokaklarda. Onun için mümkün olduğunca kapımızın önüne bir kap su ve mamayı onlardan esirgemeyelim“ dedi.

Haber: Uğur Eser