İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, Türkiye’nin Libya’daki hatalarını değerlendiren yazılı açıklama yaptı. Sezgin açıklamasında; “Biz asla, Libya’ya kayıtsız kalalım demiyoruz. İktidarın, Türkiye’nin aleyhine neticeler veren dengesiz yöntemlerine itiraz ediyoruz” dedi.

İYİ Parti Aydın Milletvekili Adnan Sezgin’in yaptığı açıklama şu şekilde; İktidarın Libya konusundaki hatalı tutumu maalesef devam etmektedir. Libya ile imzalanan Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası’nın ve Libya’ya asker gönderilmesine ilişkin tezkerenin Meclis’teki görüşmeleri sırasında, İYİ Parti’nin temel görüşleri ve kaygıları seslendirildi. Düşünce ve önerilerimizi medyada da dile getirdik. Maalesef iktidar bizleri dinlemedi. Biz asla, Libya’ya kayıtsız kalalım demiyoruz. İktidarın, Türkiye’nin aleyhine neticeler veren dengesiz yöntemlerine itiraz ediyoruz. Hem muhtıra hem de tezkere, Serrac hükümetine yardımcı olmak ya da meselenin barışçı yollarla çözümüne katkıda bulunmak şöyle dursun, sahadaki olayları kışkırtmıştır”

“ASKER GÖNDERME TEZKERESİ, ATEŞKESİ GECİKTİRMİŞTİR


“Ateşkes sadece sözde kalmıştır” diyen Sezgin, “ Arap ülkelerinde Türkiye’ye yönelik tepkilerin artmasına da neden olmuştur. Hafter’i darbeci ve terörist ilan eden Sayın Cumhurbaşkanı, muhalefet partilerinin defaatle önerdiği diplomasi ve arabuluculuk kanallarını ısrarla reddetmiştir.
Ne hikmetse, Putin’in talebi sonrasında Moskova’da Hafter’le pazarlığa oturmuştur.
Türkiye’nin Libya’da herhangi bir rol üstlenmesine ağır itirazlarda bulunarak masadan kalkan Hafter, bugün Putin’e yazdığı bir mektupla görüşmelere devam etme niyetini beyan etmiştir.
Berlin Konferansı’nın hemen öncesinde böyle bir mektubun gönderilmiş olması ayrı bir değerlendirme konusudur. Ancak, bu girişimin hayra yorumlanacak bir yönü yoktur.
Asker gönderme tezkeresi iktidarın iddia ettiği gibi Libya’da ateşkese vesile olmamış, aksine olası bir ateşkesi geciktirmiş, barış görüşmelerinde konumumuzu zayıflatmış ve Hafter’in elini güçlendirmiştir.

“TEZKERE NE GİBİ OLUMSUZ SONUÇLAR DOĞURDU”


“Peki bu tezkere başka ne gibi olumsuz sonuçlar doğurmuştur?” diyen Sezgin, “ Birincisi, Libya’da Mehmetçiğimizin tehlikeye atılması ihtimalini ortaya çıkarmıştır. İkincisi, ÖSO ve Suriye’deki diğer gruplardan savaşçıların, Türkiye üzerinden Libya’ya paralı asker olarak gönderildiğine dair kuvvetli duyumlar alınmaktadır. Geçtiğimiz günlerde uluslararası basında yer alan haberlerde, 2 bin civarında Suriyeli savaşçının Türkiye üzerinden Libya’da savaşmak üzere gittiği belirtilmiştir.
Libya’daki ÖSO mensuplarının geçtiğimiz haftalarda sosyal medyadan yaptığı öne sürülen paylaşımlar da bu iddiaları desteklemektedir. İddialar doğruysa, uluslararası hukuk ve imajımız açısından ülkemizin maruz kalacağı maliyetlere ilişkin olarak iktidar nasıl bir muhasebe yapmaktadır?
Ülkemizin uluslararası çıkarları bağlamında muhatap olacağı olası sakıncalar hakkında bir değerlendirmede bulunmuş mudur? Bu savaşçılara ödenen maaşın ötesinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı taahhüdünde bulunulduğuna yönelik iddialar öne sürülmektedir. Bu sorular ve haysiyet incitici iddialar, yanıtlanmaya muhtaçtır”

“BERLİN KONFERASI’NIN ANLAMLI SONUÇ VERMESİNİ BEKLEMEK GEREKİYOR”


“Ayrıca tezkere nedeniyle, Türkiye’nin diplomasi yerine askeri yöntemleri önceleyen bir ülke olarak algılanması gibi menfi sonuçlar ortaya çıkmaya başlamıştır” diyerek sözlerine devam eden Sezgin, “
Türkiye bu tezkere ile 2. defa bir iç savaşa doğrudan taraf haline gelme hatasını yapmıştır.
Rusya’yla Moskova’da başlatılan ve iyi hesaplanmadan girişilen ateşkes hamlesinin mutlak bir fiyaskoyla sonuçlanması, itibarımızı daha da sarsacaktır. Zaten Libya’da böyle bir ateşkese, böyle bir sonuca sadece Rusya’yla işbirliği halinde varılabileceğini düşünmek, bırakın amatörlüğü, aymazlığın ta kendisiydi. Artık Berlin Konferansı’nın anlamlı bir sonuç vermesini beklemek gerekiyor.
Burada da BM Güvenlik Konseyi’nin veto yetkisine sahip daimi üyelerine büyük bir görev düşmektedir. Konsey, Hafter’in Trablus’a ilerlemeye başladığı Nisan ayından bu yana ateşkesi temin etmek amacıyla 15 defa toplanmış ve hiçbir sonuç alınamamıştır”

“RUSYA’YLA EŞİT PARTNER OLARAK ÇIKARLARI AZAMİLEŞTİRMELİ”


Türkiye’nin Libya’daki iç savaşın tarafı haline geldiğinin altını çizen Aydın Adnan Sezgin, “ Türkiye için, Berlin’de barışçıl bir çözüm geliştirilmesi daha da önem kazanmıştır.
Aksi takdirde, hatırlattığımız tehdit ve zararlarla, hatta daha büyük tehlikelerle karşılaşmamız an meselesidir. Çeşitli vesilelerle defalarca tekrarladık, Rusya’yla eşit birer partner olarak ortak çıkarları azamileştirmek için elimizden geleni yapmamız gerekmektedir. Ne var ki, iktidar Suriye’de olduğu gibi Libya’da da eşit ortaklık yerine Rusya’ya tâbi olma tutumunu tercih etmiştir. Bunun İdlip’te çok ağır sonuçları yaşanmaktadır, maliyet daha da yükselebilecektir. İdlip’te ilan edilen son ateşkes de bozulmuş durumdadır. Rejim ve Rusya uçakları, sivil yerleşim yerlerine yönelik saldırıları sıklaştırmıştır. Sınırımıza bitişik bir havzada tampon bir güvenli bölge yaratılması, yüzbinlerce İdliplinin burada korunmaya alınması dahi ülkemiz için sürekli, müzmin ve çok ağır bir tehdit, pimi çekilmiş bir bomba, hatta bir atom bombası olacaktır”

“EKONOMİ FELAKETE SÜRÜKLENİYOR”


“İdlip’in Türkiye için oluşturduğu tehdidi defalarca dile getirdik” diyen Sezgin, “ Bu çok vahim yeni tehdidi de ifade etmeyi bir görev addediyorum. Suriye ve Libya'da atılan yanlış adımlar açıkça gösteriyor ki Türkiye dış politika hamlelerine hapsedilmek istenmektedir.
Nedeni çok açık: Ekonomi felakete sürükleniyor ve iktidarın dış politika şovenizminden başka tutunabileceği hiçbir zemin kalmamıştır. Dış politika karar alıcılarımızı, sağduyulu ve ulusal çıkarlarımıza uygun bir tutuma dönmeye davet ediyorum. Dış politika geleneği, bölgesinde ve dünyada istikrara olabildiğince katkıda bulunma anlayışına ve pratiğine dayalı Türkiye’nin istikrarsızlık üretme eğiliminden hızla sıyrılması, itibarının ve milli menfaatlerinin bir gereğidir.  Bu vesileyle, Mısır’da Anadolu Ajansı çalışanlarının gözaltına alınmasının uluslararası teamüller ve uluslararası hukuk açısından son derece yanlış olduğunu vurgulamak istiyorum.  Bu yakışıksız tutuma karşı iktidar sonuç alıcı girişimleri en kısa sürede gerçekleştirerek AA mensuplarının serbest bırakılmasını sağlamalıdır” dedi.

Haber: Nazife Çakıroğulları