Dünyaca ünlü seramikleri ile adından sıkça söz ettiren Aydın’ın Karacasu ilçesinde, seramikçiler altın yılını yaşıyor.

'Hamurun, çamurun, derinin, demirin ve mermerin hayat bulduğu ilçe; Karacasu' sloganıyla tanıtım atağını sürdüren Karacasulular, son yıllarda sağlıklı beslenmede doğallığa yönelenlerin adresi olmaya başladı.

Dünyada eşi benzeri görülmeyen kırmızı toprağa ve bu topraktan elde edilen tamamen doğal sağlıklı ve hijyenik seramikleri ile mutfakların ve aksesuarcıların vazgeçilmezi haline gelen Karacasu testileri, güveç kapları ve fırında pişirme ürünleri tüm Türkiye genelinin yanı sıra yurt dışına da ihraç ediliyor.

“Bu sene para kazanamadım diyen bir daha da kazanamaz”


Bugünlerde yurt içine ve ihracata mal yetiştirebilmek için hummalı bir çalışma içerisine giren Karacasulu emektar seramik ustalarından Mehmet İlgili, “Bu sene bu mesleği yapan bir arkadaşımız, ‘Bu sene benim işim iyi değil’ diyorsa benim inancım bir daha kolay kolay para bulamaz. Şu an Aralık ayındayız ve biz satacak mal bulamıyoruz. Taleplere yetişemiyoruz. Karacasu’da satacak seramiğimiz neredeyse kalmadı. Bugün de Ağrı’ya 2 bin 500 adet güveç kabı gönderiyoruz” dedi.


"Karacasu’dan tüm Türkiye’ye"


Seramikten sanat eseri haline getirdikleri özel işlemelere sahip lamba, testi ve kuş yuvalıkları da hazırlayan Karacasulu ustalardan 73 yaşındaki Emir İlgili da "Bu ürünler Türkiye’nin her yerine gidiyor. Biz nereye gittiğini bile bilmiyoruz. 73 yaşımdayım. 13-14 yaşımdan beri bu işi yapıyorum. Allah bereket versin, karnımız doyuyor ya, başka bir şey dilemiyoruz. Çok şükür. İşimiz çok zor ama ekmek parası kazanmak için yapacak başka bir şey yok. Bizim yapmış olduğumuz testilerden içilen suda kireç olmaz. Tabancı madde olmaz. Kısacası memba suyu gibi su içersiniz bu testilerden. Doktorlar da tavsiye diyor zaten” dedi.

Ata mesleğini yaptıklarını ifade eden başka bir seramik ustası Ömer Mert ise "Ben 20 yaşımdan bu yana bu mesleği yapıyorum. Babadan, dededen gelme bir meslek. Şu an ise şarap testisi yapıyorum. Yaklaşık 3 dakikada bir testiyi tamamlıyorum. Ürünlerimiz batıdan doğuya Türkiye’nin her yerine gidiyor. Yurt dışına da şu an Suudi Arabistan’a sevkiyatımız var. Eskiden sadece su testisi yapılırdı. Şu an ise çeşitlerimiz çoğaldığı için sadece yaz aylarında değil, yılın 12 ayında çeşitli ürünler yapabiliyoruz. Toprağımız kırmızı kil olduğu için oldukça sağlıklı. Sudaki kireci süzer. Doğal bir arıtmadır. Su içtiğiniz testileri yılda bir sefer değiştirirseniz daha sağlıklı olur. Son yıllarda plastik malzemeler mutfağa girince hastalıklar artı. Sonuç olarak yeniden sağlıklı ve doğal toprağa dönüş var” dedi.

“Ustalığın yerini makineler tutmuyor”


Son yıllarda makineleşmeye gittiklerini ifade eden Mert; “Son yıllarda yenilikler de yapıyoruz. Ürün çeşitliliği artınca hamur kazanları ve güveç yapabilen makineler devreye girdi. Ama yine de el emeğinin yerini hiç bir şey tutmuyor. Tek sıkıntımız ise çırak bulamıyoruz. Eskisi gibi rağbet yok. Bu meslek de yavaş yavaş bitmek üzere” dedi.