Kendisi aslen Aydınlıdır. Ve o yemekte arkadaşımız konuklarına dönerek AKP’nin oyların çoğunluğunu alacağını yani iktidar olacağını söyledi. İddialar gündeme geldi. Seçim totoyu arkadaşımız kazandı ve biz kaybettik. 

Üzerinden tam 18 yıl geçti. Bizim gibi birkaç darbe yaşayan gazeteciler için bu süre pek öngörülecek gibi değildi. Ancak dönem dönem seçim hileleri tartışmalarının gölgesinde de olsa 18 yılı geride bıraktık. 

Bu dönemin ileride nasıl yazılacağını sanırım gençler görebilecek. Çünkü 40 yıl önce Kenan Evren Cuntasına methiye düzen yüzde 92 oy verildiğini hatırlatanların hiçbiri piyasada yok. O günlerin şakşakçıları Evren’in cenaze törenine bile katılmadı. 

Siyah ama içeriyi gösteren hücrelerde insanların korku altında kullandıkları oyları iyi hatırlıyorum. Ben hayır oyu kullanmama rağmen annemi hayır oyu kullanmaya ikna edememiştim. Annem, “Görürlerse size zarar verirler” demişti. Korku ve sindirme altında kullandırılan oylar zamanla çok tartışıldı. 

Sonra gazeteci olarak çok yakından izlediğim Turgut Özal dönemini yaşadım. Eğitimi birikimi ile bugünkü iktidarların çok ötesinde bir liderdi. Sanki ülkenin başından hiç gitmeyecek gibi düşünüldüğü dönemler oldu. Ancak o da ölümüyle birlikte neredeyse tümden unutuldu. 

Başımıza birkaç defa gidip gelen Süleyman Demirel, ve minnacık bir iktidarda halk adamlığını kanıtlayan Bülent Ecevit ve iktidara gelmese bile devlet adamı olduğunu bize unutturmayan Erdal İnönü gibi isimler bilenler, hatırlayanlar ve geleceğe taşıyanlar açısından bence çok daha değer verilen politikacılar. 
Bugünkü iktidarın ileride nasıl yorumlanacağı konusu için biraz zaman gerekiyor. 

Ancak son günlerde itiraflar, kavgalar AKP’nin nereye koştuğu konusunda kargaşa yaratıyor. Medyadan sorumlu parti yöneticisinin FETÖ itirafları, deneyimli gazeteci milletvekili Mehmet Metiner’in 15 Temmuz gecesi ortadan kaybolan partilisinin devlet bankasına yönetim kurulu üyesi yapıldığını söylemesi ve daha birçok açıklama. 
Ve elbette anket sonuçları.  

Tüm bu çerçeve içerisinde iktidarı en çok ayakta tutmaya çalışan Devlet Bahçeli ve Doğu Perinçek. Görünüyor ki salgın süresi ve sonrasında taşlar yerinden oynayacak. 

Valiler Değişir 

Aydın’da çalıştığım dönemin valisi Yavuz Selim Köşger İzmir’e atandı. Valiler her zaman atanır yer değiştirir. Dönemleri bitince de birçok kesim “Nasıl olsa gitti” diyerek valilerin çalıştığı dönemde ne yaptığını sağlıklı biçimde yorumlamaz. 

Ancak, Aydın’da gördüğüm, çevreyi zehirleyen JES’lere karşı Vali Köşger’in halkın itirazlarına pek kulak asmadığı yönündeydi. 

Bir de şunu söyleyeyim. Başarılı vali neye göre ölçülür. Örneğin İzmir valileri Hüseyin Öğütcen, Kutlu Aktaş, Aydın Valisi Recep Yazıcıoğlu. 

Bıraktıkları eserler 100 yıl sonra da hatırlanacak isimler. Peki son valilerin kaldıkları yerlere ne bıraktığını hiç düşündünüz mü.. 

İnce ne olacak

CHP’nin kurultayı yaklaşıyor. O kadar çok kurultay geçirdi ki CHP. Birçoğu at o ismi al bu ismi, gerisi önemli değil anlayışı ile sonlandı. Bu kurultayın bence ön önemli ismi CHP’nin Muharrem İnce ile ilgili düşüncesini ortaya koyması olacaktır. 

Son TV programında tavrı ile herkesin takdirini kazanan İnce tek başına  ve ittifaksız çok ciddi bir seçmenin oyunu aldı. Muharrem İnce’nin dışlandığı bir kurultay, CHP yönetim yapısı bence sakat kalacaktır. 

İnce,  mutlak parti tarafından olması değerlendirmelidir. Yoksa kurultay birleşmeyi değil parçalanmayı getirebilir.