Tüm dünyayı etkisi altına alan ve ülkemizde de görüldüğü günden bu yana 20 binin üzerinde kişinin hayatını kaybetmesine neden olan Korona virüs hayatını olumsuz etkilemeye devam ediyor. Korona virüsün önüne geçebilmek için bir çok önlem alınırken, konulan kısıtlamalarla da bulaş riski en aza indirilmeye çalışıyor. Kısıtlama bünyesinde vatandaşların gıda ihtiyacını karşılamak üzere çalışıp üretmeye devam eden çiftçiler, pandemiden en az etkilenen kesim oldu. Aydın Ziraat Odaları İl Koordinasyon Başkanı ve Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu vatandaşların market raflarından aldıkları gıda ürünlerinin çiftçilerin eseri olduğunu belirterek, "Pandemi ile birlikte tarımın önemi bir kez daha anlaşıldı" dedi. "Vatandaşlar ilk kısıtlamalarda marketlere hücum ettiler" Korona virüs salgının dolayısıyla getirilen ilk sokağa çıkma kısıtlaması gündeme gelerek duyulduğunda vatandaşların gıda satılan yerlere hücum ettiklerini ifade eden Kendirlioğlu, "O dönemde halkımız büyük bir telaşla gıda satılan yerlere hücum etti. Bakkallar, marketler, büfeler ve fırınlar başta olmak üzere gıda satışının yapıldığı her yer büyük bir panik havası ile insanlarla doldu taştı. Bir anda raflar boşaldı. Çiftçiler olarak, o rafları dolduran insanlar bizleriz. Ürünler o raflarda üremiyor. Tarlada yetişerek çeşitli işlemlerden sonra tüketiciye sunulmak üzere raflardaki yada pazardaki yerini alıyor. Bu pandemi süreci bize tarımın ve yerli üretimin ne kadar önemli olduğunu, dünyada sağlığın ne kadar önemli ise gıda ve beslenmenin de bir o kadar önemli olduğunu öğretti. Dolayısıyla tarım tekrar gündeme geldi" dedi. "Pasif durumdaki çiftçiler aktif oldu" Sokağa çıkma kısıtlamalarında pasif olan çiftçilerin tarlalarına gitmek üzere üyeliklerini tekrar aktif ettiklerini ve çiftçilerin üretmeye devam ettiklerini kaydeden Kendirlioğlu, "Ziraat Odaları olarak Aydın'da Kuşadası haricinde tüm ilçelerinde ziraat odası var. Efeler'de 14 bin, tüm ilçelerimizde de yaklaşık 125 bin civarında kayıtlı üreticimiz bulunuyor. Bunun aktif olanı ve aktif olmayanı da var. Ancak pandemi sürecinde aktif olmayan kayıtlı çiftçilerimiz tekrar bizlere gelerek özellikle kısıtlama zamanlarında tarlalarına gidebilme adına bu kayıtlarını yenilediler. Olmayanlar da kayıt yaptırdılar. Sanki çiftçi sayımız arttı gibi görünse de bu tarla, bahçe yada zeytinliklerin arttığı anlamına gelmez. Kayıtlı olmayanların kayıt olması, pasif durumda olanların da tekrar aktif duruma geçmesi olarak adlandırılabilir. Reel anlamında baktığımızda çiftçi sayımız artıyor, bu kabul edilebilir bir gerçek. Ancak insanlar diğer mesleklerini bırakarak çiftçiliğe dönüyor tarzında bir ifade yanlış olur. Bu sadece Aydın'da değil tüm ülkemizde de bu şekilde" diye konuştu. "Aydın bir tarım cenneti" Aydın'da yaz ve kış aylarında fındık ve çayın haricindeki tüm meyve ve sebzelerin mevsimine göre yetiştirilebildiğini sözlerine ekleyen Kendirlioğlu sözlerini şöyle sürdürdü; "Aydın bir tarım kenti. 600 rakıma kadar dağlarda zeytin, 600'den sonra kestane, kiraz ve ceviz üretimleri var. Zirvesine kadar hemen hemen ormanların haricinde boş bir arazimiz yok. Ovalarımız zaten malum. Fındık ve çayın haricinde aklınıza gelen her türlü ürünü Aydın'da hem yaz hem de kışın farklı farklı ürünleri yetiştirebilmek mümkün. Tarım ve ürün anlamında son derece zengin bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu bakımdan şanslıyız. İlimizde kış sebze ve meyveleri yetişmeye devam ediyor. Bir kısmı yeni ekilirken, bir kısmının da hasadı devam ediyor. Gündemimizin biri de kuraklık. Mevsim normallerine göre yağmurlar az yağıyor. Kış şartlarında tarımsal anlamda şu anda bizim suya ihtiyacımız olmasa da önümüzdeki yaz dönemi var. Barajların da su ile dolması gerekir ki bizim yaz aylarında tekrar ürünlerimizi sulayabilelim. Sulama sezonu Nisan sonu Mayıs başı gibi başlar Eylül ortasına kadar devam eder. Umuyoruz ki Ocak, Şubat ve Mart aylarında yine yağışlarımız bol olur, barajlarımız dolar ve sulama sezonunda herhangi bir sıkıntı çekmeyiz."