Aydın Büyükşehir Belediyesi CHP Meclis Üyesi Barış Altıntaş, yaptığı yazılı açıklama ile jeotermal santralleri konusunda halkın dikkatini başka yöne çekmek ve konuyu önemsizleştirmek amacıyla yapılan açıklamalara, "Ancak bütün açıklanan bilgilere, ortaya konulan gerçeklere rağmen Aydın’da kimi zaman hukukçu kimi zaman da gazeteci olduğunu ifade eden birileri, neden yaptığı anlaşılamamakla birlikte, yaratmaya çalıştığı kavram kargaşası ile dikkatleri başka yerlere çekmeye uğraşıyor" sözleri ile tepki gösterdi.

Altıntaş, jeotermal santralleri ilgili süreçlerin bakanlıklar tarafından yürütüldüğüne dikkat çekerken, buna rağmen CHP’li belediyeleri eleştiren kişilere gerçekten samimi iseniz valiliğe başvurun ve ’Eyy AKP hükümeti, bu jeotermalcilerin eline ruhsatları verip verip benim şehrime gönderme, Eyy Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İl Müdürlüğü, yetkili ve sorumlu olduğun kirlilik ölçümlerini düzgün yap, sonuçların şeffaf olsun ve doğru çalışmasını sağla, Eyy Tarım İl Müdürlüğü, köylünün iki besi damı yapmak istediğinde kırk dereden su getiriyorsun, jeotermalcilerin kural tanımaz işlerine apar topar izin verme’’ demesi çağrısında bulundu.

Barış Altıntaş'ın açıklamasının tamamı şöyle;

Son yıllarda ilimizde gündemimize giren meselelerden birisi de jeotermal enerji üretim tesisleri. Bu konuda uzman olanlar anlatıyor, bizler de dinliyor öğreniyoruz. Bu sistem nedir? Nasıl çalışır? Kimlerden ne izinler alınır anlıyoruz dinliyoruz… Ancak bütün açıklanan bilgilere, ortaya konulan gerçeklere rağmen Aydın’da kimi zaman hukukçu kimi zaman da gazeteci olduğunu ifade eden birileri, neden yaptığı anlaşılamamakla birlikte, yaratmaya çalıştığı kavram kargaşası ile dikkatleri başka yerlere çekmeye uğraşıyor.

Söz konusu santrallerin ruhsat sahaları, arama ruhsat ve izinleri, ÇED süreçleri tümüyle AKP hükümetinin Bakanlıkları ve Valilikler aracılığıyla yürütülmesine rağmen; hem jeotermal karşıtlığı yapıp topluma şirin görünmek, hem de hükümete ‘’ama bakın sizi değil CHP’li belediyeleri eleştiriyorum, yok mu bana bir aferin? ’’ demek adına garip garip yazılar yazıyor…

Jeotermal Aydın havzasında, evet üzerinde durulması gereken bir alandır. Ancak, samimi iseniz, gerçekten derdiniz toplum sağlığı ise, gidersiniz valiliğin önüne ya da alırsınız elinize kalem;

‘’Eyy AKP hükümeti, bu jeotermalcilerin eline ruhsatları verip verip benim şehrime gönderme, Eyy Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İl Müdürlüğü, yetkili ve sorumlu olduğun kirlilik ölçümlerini düzgün yap, sonuçların şeffaf olsun ve doğru çalışmasını sağla, Eyy Tarım İl Müdürlüğü, köylünün iki besi damı yapmak istediğinde kırk dereden su getiriyorsun, jeotermalcilerin kural tanımaz işlerine apar topar izin verme’’ dersin…

Haykırırsın bunları…

Peki, bunları yapmıyor da ne yapıyor bizim klavye aktivisti?

Efendim işletme ruhsatını ilçe verirmiş vermezmiş bilmem neymiş…

Beyefendi bitmiş yatırımın son adımını tartışacağına, faal santralleri denetlemesi gerekenlere biraz söz söyle…

CHP’ye, CHP’li ilçe belediyelerine bu işleri ciro edeceğim diye uğraşma oradan sana ekmek çıkmaz…

Bunlara izinleri verip Aydın’a salanları sorgula, suyu, havayı, toprağı denetlemesi gereken, ceza yazma yetkisi olanları sorgula…

Sorgula ki biz de gerçek derdin üzüm mü, bağcı mı anlayalım…