Genel

'Çocuğa Yönelik Her Türlü İstismar ve Şiddet Durmalı'

Abone Ol


Çocuk Haklarına Dair Sözleşme kapsamında devletlerin; ayrım gözetmeme, çocuğun üstün yararı, yaşama, gelişme ve katılım haklarının güvenceye alınmasına dair temel değerler etrafında birleştiğini belirten Durmuşoğlu, şu ifadelere yer verdi; "Bu değerlerin içselleştirilmesi ise günümüzde hâlâ başlı başına bir sorundur. Bu sorunu aşamadığımız her gün; bir çocuk daha şiddetin, ihmalin, istismarın mağduru veya faili olarak ortaya çıkmaktadır. Cinsel istismar da dahil olmak üzere, çocuklara yönelik her türlü kanun değişikliği üniversiteler, eğitim kurumları, çocuk alanında çalışan çevrelerin görüşü alınıp istişare edilerek yürütülmelidir. Bu alanda mücadele eden meslek örgütleri olarak bizlerin bu işin pratiğinde gördüğümüz pürüzlere ilişkin taleplerimiz karşılanmalıdır. Çocuk alanında çalışan kurumları yok sayarak, bu alanda çalışan dernekleri kapatarak verilecek kararların fayda sağlaması mümkün değildir. Çocuk alanında çalışan kuruluşlara yeterli eğitimin ve finansal kaynakların verilmesi, bu kuruluşlarda çocuğun üstün yararının ilke haline getirilmesi gerektiğinin de birincil sorumlulukları olduğunu tekrar ediyoruz"

Anayasal güvence altına alınan bilimsel, parasız, eşit şartlarda ve kesintisiz kamusal eğitim hakkından uzaklaşıldığını ve eğitimde fırsat eşitliğinin ortadan kaldırıldığını esefle kınayarak gördüklerini belirten Durmuşoğlu, "Anayasal güvence altına alınmış olan bilimsel, parasız eşit şartlarda ve kesintisiz kamusal eğitim hakkından uzaklaşıldığı, eğitimde fırsat eşitliğinin ortadan kaldırıldığını esefle kınayarak görüyoruz. Eğitim sisteminin sık sık değiştirildiğini, çocuklarımızın moral ve motivasyonlarının bu nedenle ciddi olarak sarsıldığını görüyoruz. Yoksulluk ve yoksunluk içinde yardımlarla hayatta kalanlar, ülke nüfusunun görünür çoğunluğunu oluşturmaktadır. Ailenin içinde bulunduğu yokluk, çocuğun onurlu bir hayata adım atmasını zorlaştırmakta, hatta imkansız kılmaktadır. Özellikle, savaş mağduru çocukların kıyıya vurduğu bir ülke haline gelmiş olmamız, onların yaşam haklarını dahi koruyamadığımızı ortaya koyan içler acısı bir tablodur. Çocukların, işçi olarak çalıştırıldıkları, göç yollarında hayatlarını kaybettikleri, çocuk yaşta evliliğe mahkum edildikleri, yasadışı yurtlarda kalmak zorunda bırakıldıkları bir eğitim sisteminin içine itilmelerine yol açan düzenlemeleri kesinlikle reddediyoruz. Yine sağlık haklarından yoksun bırakıldıkları, şiddete maruz kaldıkları ve daha pek çok yönden ihmal ve istismara uğradıkları gerçeğinin ülke gündeminde ilk sıralara alınarak kalıcı çözümlerin derhal uygulanmasını talep ediyoruz. Aydın Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak üzerimize düşen tüm yükümlülükleri yerine getirmek için her zaman hazır olduğumuzu tüm kamuoyuna beyan ediyoruz" dedi.