Geçirdiği trafik kazası sonucu omurilik felci geçirerek yaşamının geri kalanını tekerlekli sandalye ile geçirmek zorunda kalan eski astsubay Bülent Avcı, hayata spor ile tutundu. Gösterdiği azim ve kararlılıkla herkese örnek olan başarılı antrenör, okçuluk sporuna yeni yetenekler kazandırmaya devam ediyor.

Efeler’de yaşayan Bülent Avcı, 1995 yılında geçirdiği trafik kazası sonucunda omurilik felci geçirerek büyük bir travma yaşamasına rağmen hiçbir zaman hayattan kopmadı. Kaza sonrasında 5 yıl boyunca GATA’da tedavi gören Avcı, taburcu olmasının ardından spora başlayarak gelecekteki kazanacağı başarılarının temelini atmış oldu.

Aydın ve Ege’de tek


Spora 2000 yılında başlayarak 10 yıl basketbol oynadığını belirten Bülent Avcı, atıcılık sporlarına da merakının olmasıyla okçuluk sporuna başladığını belirtti. Avcı, “Aydın’da doğdum büyüdüm. Orta ve yüksek tahsilimi Aydın’da yaptım. Daha sonra astsubaylık sınavına girdim astsubay oldum. 1995 yılında trafik kazası sonucu omurilik felci geçirdim. 2000 yılında spora başladım. Aydın Bedensel Engelliler Spor Kulübü’nün kurucularındanım aynı zamanda. 10 yıl basketbol oynadım. Bunun yanında atıcılık antrenörlüğü belgesi aldım. Aşırı yukarı 6-7 yıl tabanca ve havalı tabanca klasmanında yarışmalara katıldım. Sonra belli bir süre mola verdim rahatsızlığımdan dolayı. 2012-2013 yılında okçuluk sporuna başladım. . Bedensel Engelliler ve Türk Okçuluk Federasyonu kapsamında profesyonel olarak yarışmalara katıldım. Daha sonra antrenörlüğe heveslendim. Sonra 2016 yılında Türkiye Okçuluk Federasyonu 1. Kademe Antrenörlük eğitimini aldım.  Bu zaman zarfında yarışmalara devam ettim. Daha sonra 2017 yılında Aydın’daki bir özel okulun okçuluk hocalığını yaptım. Bundan 1,5 yıl önce On Dokuz Mayıs Üniversitesi’nden 2. Kademe Türk Okçuluk Federasyonu Antrenörlüğü belgesi aldım. Bu sene de Sakarya Üniversitesi’nden aldığım Türkiye Bedensel Engelliler Okçuluk Federasyonu’nun verdiği 2. Kademe bedensel engelliler antrenörlüğüm de var. Bu hususta Aydın ve Ege Bölgesinde tekim. Amacım Türkiye Okçuluk Federasyonu’ndan 2. Kademe antrenörlük belgesi almak” dedi.


Spor hayata bağladı


Asker kökenli olduğu için kaza öncesinde de sporla içli dışlı olduğunu dile getiren Bülent Avcı, geçirdiği omurilik felcinden sonra sporun kendisi için motivasyon kaynağı olduğunu vurguladı. Avcı, “Asker kökenli olduğum için kazadan önce de sporla uğraşıyordum. Geçirdiğim kazanın sonrasında 5 yıl boyunca Gülhane’de yattım. Oradaki tedavi sürecimde devamlı egzersiz yapıyordum. Felçli oldum diye hayatı bırakamazdım. Spor yapmak benim için motivasyon kaynağı haline geldi. Tedavi sürecinden sonra Aydın’a geldik ve Aydın Bedensel Engelliler Spor Kulübü’nü kurduk. Hem yöneticilik yaptım hem de basketbol oynadım. Yapamam, edemem diye düşünmeyeceksiniz. Ben yapıyorum ve gayet memnunum. Çoğu sağlam insanların yapamadığı işleri yapıyorum. Senelerce esnaflık da yaptım. Okçuluktan dolayı esnaflığı bıraktım açıkçası. Üniversite öğrenimine başladım, 2011 yılında ADÜ’den mezun oldum. Önümüzdeki sene büyük ihtimal Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu’na (BESYO) başlayacağım. Beden eğitimi öğretmeni olmayı düşünüyorum” sözlerine açıklamalarında yer verdi.

“Girişimci bir ruhum var”


Basketbol ile atıcılığa aynı yıl içerisinde başladığını belirten Bülent Avcı, evde oturmak yerine sporla uğraşmayı ve insanlarla sosyalleşmeyi tercih ettiğini ifade etti. Antrenör Avcı, “Basketbol ile atıcılığa aynı sene içerisinde başladım. Asker olduğum için silahla haşır neşirim. O zamanlar Aydın’da çok fazla engelli arkadaş yoktu. Engelliler olarak bir toplu spor bir de ferdi spor yapabiliyoruz. 10 yıl basketbol oynadıktan sonra yaş da ilerleyince yerimi gençlere bırakmak istedim. O zaman zarfında biraz rahatsızlıklarım oldu, 3-5 yıl ara verdim spora. Bu biraz da benden kaynaklı bir durum. Girişimci bir yapım var. Boş zamanlarımı değerlendirmek adına fazla iştahlıyım diyebilirim. Evde oturup durmaktansa dışarıda insanlarla sosyalleşmek daha iyi. O da sizi hayata bağlıyor. Hayat mücadelemize bir şekilde devam ediyoruz” dedi.


“Okçuluk özgüven kazandırır”


Okçuluğun geleneksel bir spor olmasına rağmen modern ekipmanların kullanıldığını belirten Avcı, toplamda 35 öğrenciye eğitim verdiğini dile getirdi. Bülent Avcı, “Geleneksel bir spor ama kullanılan ekipmanlar modern. Okçuluk 3’e ayrılıyor. Geleneksel okçuluk, makara okçuluğu ve olimpik okçuluk. Bunların hepsinin özellikleri farklı. Klasik yay ile makaralı yay arasındaki fark şu, klasik yayı çektiğiniz zaman daha çok sertleşir. Makaralı yayları ilk çektiğinizde sert olur, sonra yumuşatıp istediğin kadar bekleyebilirsin. Toplamda 35 öğrencim var. 7 ila 17 yaş aralığında öğrencilerim. Aydın’da derece yapan çocuklar var aralarında. Tabi onlarla çalışalı daha 1,5-2 yıl olduğu için daha zamanları var ulusal turnuvalar için. Biz çocukları hazırlıyoruz. Çocuklara kendi yaylarını aldırıyoruz. O çocukların kendi yaylarına alışması 1 yıl sürüyor zaten. Bu kategoride de Aydın’da 4-5 kişiyiz. Çocuklara okçuluğu sevdirmek istedik bu sebeple çalışmalara başladık. Çünkü okçuluğun çok büyük faydaları var; odaklanma, konsantrasyon, duruş bozukluğunu giderme ve özgüven gibi özellikleri çocuklar farkında olmadan edinebiliyorlar. İlk olarak 1,5-2 aylık eğitimlerimiz oluyor. Duruş ve duruş pozisyonlarını öğretiyoruz, el pozisyonu ve çene pozisyonunu gösteriyoruz. Sonrasında çocuğa uygun yayları seçerek onlara boş yay çektiriyoruz. Zamanla kontrollerimiz altında olmak kaydıyla çocuklara ok attırmaya başlıyoruz. Çocuklar ok atmaya başladıktan sonra kendi aralarında yarışmaya başlıyorlar. Bu da rekabeti arttırıyor. Çocuklar yarışmalarda derece yaparlarsa, yeni çıkan kanuna göre üniversite sınavlarında ek puan alabiliyorlar” dedi.

“Güç çekişmeleri sporun önüne geçti”


Federasyon ve vatandaşların, okçuluk sporuna ve sporcularına, engelli sporculara destek olmak konusunda sınıfta kaldığının altını çizen Bülent Avcı, Aydın’daki güç yarışlarının spora ve sporcuya engel olduğunu iddia etti. Avcı, “Maddi manevi hiçbir destek göremiyoruz. Mesela ben şu anda öğrencileri açık alana çıkarmak istesem, hemen gidelim atış yapalım diyecek bir yerimiz yok. Sadece bizim değil, Aydın’daki bütün okçuluk antrenörlerinin sıkıntıları var bu hususta. Özelde çalışıyorsanız malzeme konusunda hiçbir yerden destek alamıyorsunuz. Çocukların aileleri kendi imkanlarıyla ekipmanları karşılıyorlar. Ben de burada verdiğim dersi belirli bir ücret karşılığında veriyorum. Gönül ister ki bütün antrenörler bir arada bulunsa da çocuklara bir yarışma ortamı sunulsa. Çocuklar birbirleriyle yarışsalar ilerisi için daha güzel başarılar elde edecekler. Ama çocuklar antrenörlerin sağlayabildiği ve velilerin gösterdiği özveri kadar fayda sağlayabiliyorlar. Tabi her çocuk da gelemiyor. Okçuluk maliyet olarak pahalı bir spor. Biz bu ekipmanları aldırırken 3-4 yıl yetecek şekilde aldırıyoruz. Ama şu da var, ekonomi ve mali şartlar belli. Belirli bir ekonomik düzenin üstüne çıkan aileler çocuklarına bu imkanları sağlayabiliyorlar. Bir çocuktan başarı bekliyorsanız o çocuğa kendisine uygun ekipmanları vermeniz gerekiyor. Özellerde belirli bir destek sunabiliyoruz ama devlet eliyle bir destek sunulduğunu görmedim. Aile de bir yere kadar destek sunabiliyor. Ailesi çocuğun ihtiyaçları olan şeyleri karşılayamadığı zaman çocuğun da hevesi kaçıyor. Velilerin bilinçli olması yetmiyor. Bilinçli olmalarının yanında ceplerinin de dolu olması gerekiyor. Ben elimden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Maalesef Aydın’da sadece okçuluk değil birçok spor branşı güç çekişmelerinden dolayı geride kalıyor. Çünkü yer var ama yeri kimse kimseye kullandırtmıyor. Mesela Yüksel Yalova Stadı çok güzel bir yerdi. Aydın’daki bu güç yarışları spora ve sporcuya ket vuruyor” ifadelerini kullandı.


“Sporcu yetiştirmeye daima hazırım”


Engelli olup da spor yapmak isteyen vatandaşlara her zaman yardımcı olmak istediğini vurgulayam Bülent Avcı, sporcu yetiştirmeye her zaman hazır olduğunu dile getirdi. Avcı, “Okçuluk yapmak isteyen bedensel engelli arkadaşlarımıza ben yardımcı olurum. Ama şöyle bir durum var, malzemede sıkıntı yaşıyoruz. Engelli bir vatandaşın ekonomik durumu belli zaten. Ben ona nasıl yay al diyeyim. Bu konuda kurum ve kuruluşların bana destek vermesi lazım. Engelliler için ne kadar da ‘ilgileniyoruz’ denilse de genelde iş görme bazlı söyleniyor bu sözler. Medyada gözükmesi için yapılan şeylerden ibaret kalıyor bazı uygulamalar. Yani genç yaşta bir engelli kardeşimizi yetiştirip milli takıma neden göndermeyelim, biz istemez miyiz böyle bir şeyi. Geçtiğimiz günlerde BESYO’dan bir gencimiz aradı. 21 yaşında engelli bir kardeşimiz. Sol tarafı komple felçli. Kontrollerimizi yapacağız, duruma göre çalışmalara başlayacağız. Çalışmalara başlayacağız fakat malzeme konusunda ne yapacağız onu düşünüyorum. Eğer devlet kurumları engelli okçuluk sporcularına destek olacaklarını dile getirir bunun için bana başvururlarsa ben her zaman hazırım. Bir de şöyle bir durum var, bir engelli sporcu sadece bir bireysel spor yapmalı. Bana yaptığı başka bir sporla engel olmayacak engelli arkadaşlar lazım. Bunu şu nedenle söylüyorum. Bizim turnuvalarımız yılda bir defa düzenleniyor. Çocuğun diğer branştaki müsabakası turnuvayla çakıştığı zaman bizim turnuvaya katılamıyor. Ben yetiştirmeye her zaman hazırım ama ortamın da hazırlanması gerekiyor.

Haber: Fatih Baştürk Dal